İNSAN Ve KALEM

insan ve kaleme dair

30 Ekim 2014 Perşembe

,
Dünya Ülkelerinden Seçmece Atasözleri
Sis yelpaze ile dağıtılmaz.
JAPONYA

Şöhret kabiliyetin gölgesidir.
INGILTERE

İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır.
MOGOLISTAN

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.
U.S.A

Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
TIBET

Dikenler arasında güller yetişir.
ALMAN

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.
VENEZUELA

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar önünden gidenin arkasından koşar.
KONGO

Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.
PORTEKIZ

Ask ile öksürük hiç bir zaman saklanamaz.
AVUSTURALYA

Mutluluk herkesin hayatından bir kere geçer.
VENEZUELA

İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar.
ISKOÇYA

Hakiki sevgi ayrılıkta unutulmaz.
BELÇIKA

Allah’ın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret ediniz.
ARABISTAN

Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirlerini severler.
UGANDA

Evlilik bir kale gibidir. Dışarıdakiler oraya girmek için, içindekilerde dışarı çıkmak için uğraşır dururlar.
TAYLAND

Yaşını söyleyen kadın ya genç olduğu için kaybedecek bir şeyi yoktur, ya da yaşlı olduğundan kazanacak bir şeyi yoktur.
MALEZYA

Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır.
BOLIVYA

Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan iyidir.
ARNAVUTLUK

Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet.
ÇIN

Eski asklar yanmış sönmüş kömür gibi gayet kolay alev alır.
KOLOMBIYA

Erkek yaşını saklamaya, kadın ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıştır.
PERU

Güzellik, tabiatın kadınlara verdiği ilk hediye, ayni zamanda geri aldığı ilk şeydir.
SILI

Ömrümün sonuna kadar eşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir.
HOLLANDA

Yatağa yattığım zaman, problemlerimi elbiselerimde bırakırım.
HOLLANDA

Aşkın tokadı üzüm gibi tatlıdır.
MISIR

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
BREZILYA

Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir.
SUDAN

Üç taşınma bir yangına bedeldir.
JAPON

Nisan yağmuru Mayıs çiçeği getirir.
KANADA

Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat onu yetişip geçer.
KENYA

Büyük acılar sessizdir.
ITALYA

Küçük üzüntüler konuşurlar, büyük dertler dilsizdir.
NIJERYA

Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir; birlikte çalışmak basarıdır.
U.S.A

İlk karini sana Allah, İkinci karini insanlar, Üçüncüsünü ise şeytan gönderir.
JAPON

İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.
FRANSA

Evinde huzurlu olmak istiyorsan esinin bütün istediklerini yap.
NIJERYA

Yalan dörtnala gider, gerçek adım adım adım yürür, fakat gene de vaktinde yetişir.
NORVEÇ

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir.
ROMANYA

Bir şekilde doğar, fakat bin bir şekilde ölürüz.
YUGOSLAVYA

Hak yenir ama hazmedilmez.
YUNAN

Bir adam en çok sevgilisini, en iyi şekilde ailesini, en uzun da annesini sever.
IRLANDA

Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere dökülür.
ÇIN

Küçük kazançlar servet getirir.
JAMAIKA

Eski sevgi paslanmaz.
ISVEÇ
,
 Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada uzun uzun gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa: — Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum..Çok yakın olduğunu söylediler. Çocuk , arabanın penceresini iyice açtıktan sonra: — Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde. Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. Çocuk: — Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten. — İyi ama, demiş adam. Bunların parktan değil de tek bir aġaçtan gelmediği ne malûm? — Tek bir aġaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolya lar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız. Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu.Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış adamın kendisini farkettiğini. Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken: — On yıl önce bir kaza geçirmişim, demiş. Görmeyi o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağam öyle değil mi? Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken: — Artık emin değilim, demiş Emin olduğum tek şey benden iyi gördüğün…

21 Ekim 2014 Salı

,
Güneş ile Rüzgar, hangisinin daha güçlü olduğu konusunda tartışırlar.
Ve rüzgar;
Sana benim daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım der.
Şuradaki yaşlı adamı görüyor musun hani şu üstünde palto olan? 
Bahse girerim o paltoyu üstünden senden çok daha çabuk sokup alabilirim.
Bu denemeye razı olan güneş bir bulutun arkasına gizlenir ve rüzgar bir fırtına gücüyle esmeye başlar.
Ancak rüzgar şiddetini ne kadar artırırsa yaşlı adam da paltosuna o kadar sarınır.
Sonunda rüzgar pes edip durulur ve güneş bulutun arkasından çıkarak yaşlı adama sıcacık gülümser.
Bunu gören yaşlı adamın yüzünde bir hoşnutluk ifadesi belirir ve paltosunu çıkarır.
İddiayı kazanan güneş rüzgara;


Dostluk ve naziklik her zaman haşinlik ve zorbalıktan daha güçlüdür der.
,

Seven Sevdiğine Sevdiğini Söylesin!

Hoca mezarlıktaki işini bitirmek üzereydi .
O anda elli yıllık karısını kaybeden 78 yaşındaki adam :
" Onu ne kadar çok sevdim ." diyerek çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı .
Yaşlı adamın yaşlı sesi törenin asil sessizliğini bozmuştu .
Mezar başındaki diğer aile bireyleri ve dostlar şok olmuşlardı.
Yetişkin çocukları alı al moru mor babalarını yatıştırmaya çalıştılar :
"Tamam , baba . Seni anlıyoruz ."
Yaşlı adam gözlerini dikmiş kazılan mezara yavaş yavaş inen naaşa bakıyordu...
Daha sonra yaşlı adam hariç hepsi sırayla toprak attılar.
Yaşlı adam hala : "Onu ne kadar çok sevdim" diye sesli sesli konuşuyordu.
Kızı ve iki oğlu konuşmasını engellemek istediler,
Ama o devam etti , "Onu sevmiştim !"
Kalabalık mezarlığı terk etmeye hazırlanırken , yaşlı adam gitmemekte direniyordu . Gözlerini mezara dikmiş bakıyordu . Hoca yaklaştı : "Kendinizi nasıl hissettiğinizi biliyorum , ama gitme zamanı geldi . Buradan ayrılmalı ve kendimizi hayatın akışına bırakmalıyız ." dedi . Yaşlı adam çaresizlik içinde bir kez daha "Onu ne kadar çok sevdim ."diyerek söylendi . "Beni anlamıyorsunuz ," dedi hocaya "ama ben bunu ona sadece bir kere söyleyebildim ."

Zil çalmadığı sürece zil değildir .

Şarkı söylenmediği sürece şarkı değildir .

Sevgi gönlümüzde tutsak olsun diye yaratılmamıştır .

Sevgi insanlara verdiğiniz sürece sevgidir.

SEVDİKLERİNİZİN KIYMETİNİ ONLARI KAYBETMEDEN BİLMENİZ DİLEĞİYLE...